top of page
  • Yazarın fotoğrafıIlgaz Fakıoğlu

Prekaryanın gri geceleri: Bir ‘Clubhouse’ yazısı

Baştan söylemek isterim; gündüzleri işçi geceleri “sistemin ipoteğinden” çıkma davranışları gösteren kitlenin tavrına “Prekarya Geceleri” yaklaşımını getiren ve yeni dijital yerli tavrını kavramsallaştırarak anlatmaya çalışan Aslı Vatansever gibi eğitimcilere daha çok ihtiyacımız var. [1] Söz konusu başlık onun çalışmasından bir uyarlama taşıyor.


Post-fordist üretim biçiminin ve üretimde esnekleşmenin “sistem-dışı” davranış gösterme ihtimaline diğer yazılarımda gazetecilik üzerinde değinmiştim. Bütünsel gazetecilik yaklaşımının yakın gelecekte post-fordist üretim sistemindeki üretim araçlarının çeşitliliği üzerinden bütünsel bir yaklaşıma geçeceği, sistem içi özellikleriyle sistem dışı davranış göstereceğini ve gazeteciliği iletişimde egemen bir pozisyona getireceğini düşünüyorum. Elbette bu noktada gazeteciliği ciddi anlamda sermayeden yana değil kamudan yana konumlamak daha da önem kazanıyor. Dijital platformlarından özgürleşmesi gereken, interneti denetime tabi tutarak kitleden kamu mekanizmasına geçiren bir djital anlayışa ihtiyaç bulunuyor. Devlet kapitalizmiyle de doğru orantılı olarak devlet destekli platformlarla birlikte rekabetin kızışacağı gelecekte, Silikon Vadisi çıkışlı platformların güvenilirliğinin sorgulanması, enformasyon-haber kaynaklarının alternatif yerlere yönelmesi her anlamda olumlu bir gelişme olarak gözüküyor.

Konuya dönelim; üretimin esnekleştirilmesi- merkezden koparılması; sözleşme usülü iş koşulları ve yan pratiklerin doğurduğu prekarya; temel anlamıyla yaşamdaki anlam sınırlarının grileşmesine, birbiri içerisine girmesine, korku ve kaygının örgütlediği bir kümelenmeyi de gösteriyor. Sınıfları reddeden, tüketerek toplumsallaşan, sistemin liberal mitlerini profesyonellik altında toplayan, plaza-ofis kapsamlı bir dünyaya ait dijital manevi üreticileri hepimiz tanıyoruz. [2] Bu içerikte prekaryanın ne olduğuna, esnek uzmanlaşma ve yeni dijital kapitalizmle bütünleşen –yani esasen bir neo-liberal düzenin eseri olan ve topluluklardaki rızayı arttıran kavrama ve günümüzdeki hâline pek değinmeyeceğim.


Ben yaratılan gri gecelere ve gri gecelerin kulübüne dair yazmak istiyorum.


Soru işaretleri


Clubhouse’tan birçok kişi gibi geçtiğimiz yaz haberim oldu. The New York Times’da Taylor Lorenz’in yazdığı Clubhouse’a dair inceleme; Mayıs ayında uygulamanın erken profiline dair ayrıntılar içeriyordu. Clubhouse’da troller tarafından kuşatıldığını söyleyen Lorenz, uygulamanın topluluk yönergelerindeki eksikliklerini ve kullanıcıları engelleme yeteneği sunmamasıyla Clubhouse’un denetim düzenindeki zayıflıklarına dikkat çekiyordu. Tartışmalara sonradan Quora’nın moderasyonuyla da ilgilenen Tatiana Estevez dâhil oldu. Estevez temel anlamıyla


Clubhouse’daki soru işaretlerini iki noktada topluyor.


  • Ses içeriklerinin doğası gereği temel denetleme engelleme ve mücadele kurmayı zorlaştırıyor. Belirli bir etkileşim nasıl rapor edilecek? Ses akıcı ve kesintiye uğruyor. Clubhouse, bir moderatörün bildirilen içeriği inceleyebilmesi için tüm oturumları kaydedebilecek mi?

  • Bir kullanıcı diğeri hakkında nasıl bir şikayet oluşturabilir?


Bunları temele indirdiğimizde moderasyon konusuyla karşılacağız. Soru işaretlerini şu açılardan da genişletebiliriz.


  • Güvenilirlik noktasında; yanlış veya yanıltıcı bilgiler dâhilinde kullanıcıları uyarmaya başlayan diğer platformların aksine, Clubhouse ayrıntılı ve açıklayıcı sorumluluk beyanları sunmuyor.

  • Öte yandan; izleyicilerin (yani dinleyicilerin) sesli konuşma oturumu konuşma akışın dâhil olmadan eleştiri veya bilgi paylaşma için yorum bölümü ya da beğeni tadındaki geri bildirimlere yönelik alanların olmaması; konuşmalardaki doğru ortamın oluşmasını moderatörün inisiyatifine bırakıyor.

Aynıların mahallesi


Kullanımı henüz sınırlamış bir platform; alım gücü yüksek, erken tüketici kitlenin kontrolü ve inisiyatifine açık bir hâle geliyor. Bu nedenle Clubhouse’un Türkiye deneyiminin herkesin markalaşma, girişim kurma gibi dijital pazarlama rollerine yönelik bir dünya üzerinde merkezileşmesine, ego ve kariyer mekanizmalı tartışma ortamlarının yaratılmasına şaşırmamak gerekiyor. Ben bu noktada başlıktaki gibi Prekarya arketipi üzerinden ne kadar tektipleştiğimiz noktasında Clubhouse’la harika bir uygulama alanı bulunduğuna inanıyorum. Dijital platformlar gerçekten bir özgürleşme, söylem alternatifliği mi sağlıyor? Yoksa aynı söylem, tepki, kimlikleşme, bireyleşme üzerinden bir sınırlı alan mı yaratıyor? Clubhouse’u uzun vadede tematik yayınlar ve söylem genişliği üzerinden bir yere koyabilme fırsatı varken; onun hareket alanını sınırlayıp, belirli bir hedef kitlenin karantina alanı hâline getirmenin kısa vadeli yüksek kazanç hedefiyle paralel olduğunu düşünüyorum.


Dijital reklamcı, girişimci, co-founder, growth hacker gibi kavramsal ekonomi çağına ait dünyanın aktörleriyle TV dünyasından dijitale geçebilen ve hemen hemen her dijital harekette kendine reklam dünyasıyla olan bağlarından dolayı hızlıca yer edebilen bir topluluğun birleşmesi bana gerçekte ekonomik bir ağı hatırlatan cinsten kümelenme şekillerini andırıyor. Kimin, hangi uygulamayı kullanacağı elbette kimsenin değerlendirmesinde olamaz; fakat her türlü dijital alışkanlıkta hep aynı isimlerin, hem aynı alışkanlıklar ve söylemlerle belirmesi Türkiye’deki dijital alışkanlıkların ve pazarlamaların da tekelleştiğini gösteriyor. Öte yandan bu isimlerin çoğu yerde alt-kültürün sistem dışı aktörleri olarak sunulmasının da ne derece hatalı olduğunu, globalde ve Türkiye’de müzikte-filmde ve söylemde platformlar üzerinden yaratılan alternatifi - ana akımlaştırma durumu üzerinden görebiliriz.


Neyi sevdim


  • Davetiye edeni görebilmek güzel. Bağlamı ve uygulamanın yolculuğunu da görebilmek açısından sizden geriye doğru bir akışı izleyebilmek, kullanıcıya yönelik bir haritalandırma da sunuyor.

  • Tematik sohbet uygulamanın en büyük potansiyeli. Özellikle “Levon Bağış’ın şarap sohbetleri” ve vb… gibi konuşma içeriği sınırlanmış, bir temaya ve konsepte oturan dizileri çok faydalı buldum.

  • Mesleki anlamda gerçekten kaliteli aktörler üzerinden bir bilgi etkileşimi sunabilir.

Neyi sevmedim

  • Sohbetlerin kalitesi ve akışı çok kişili odalarda sesin doğası gereği olumsuz, akışı çok fazla bölen; bir yapıya gidiyor. Temaya ve konsepte oturmayan sohbet odaları oldukça verimsiz.

  • Veri güvenliğine yönelik kafadaki soru işaretleri

  • İçerik moderasyonun olmaması

  • İlgi ve içerik alanlarındaki etiketlemelerin kimlikleşmeler üzerinden kitle kültürüne açık olması alternatif görünümlü fakat sistemin içerisinde olan bir yapıyı gösteriyor. Bu nitelikli bir kamu alanı için en büyük engel.

  • Yorum, beğeni ya da yazı destekli bir alan sunamaması izleyicilerin pasifleşmesine sebebiyet veriyor.

  • Özellikle tematik sohbetlerdeki seslerin kayıt altına alınıp kullanıcı tarafından arşivlenememesi, bilgi ve enformasyonun hızlı tüketimine neden oluşturuyor.

Gri gecelere inanmamak


Platformlar hakkında konuşurken; birini övüp diğerini sövme üzerinden bir akış gerçekleştirmemeye özen gösteriyorum. ABD’deki Silikon Vadisi sermayesinin siyasi ve ekonomik çıkarlarıyla ABD içerisindeki aktörlerini sansürlemesini ya da Türkiye’deki kişilerin siyasi tweet’lerine kısıtlama koymasını ne derece stratejik bir perspektife oturtuyorsak, Clubhouse’un sesli içerik tercihini, kısa vadeli hedeflerini ve güvenlik-moderasyon konusundaki eksiklklerini de aynı nedende bulmamız gerekiyor. İki platformun moderasyonunu da aynı derecede ve farklı oranlarda sıkıntılı görüyorum.


Parçalı içerik-platform-tüketici anlayışından ziyade bütünsel içerik-topluluk-anlam ilişkisinin kurulacağı; internetin platformlardan özgürleşeceği bir gelecek tasvirine ihtiyacımız var.

Özetle; modern çağın belirsiz gri gecelerine, alternatifleşme altında sunulan gösteriye inanmamayı seçtim.


İleri Okumalar:

1. Vatansever, A . (2013). Prekarya Geceleri: 21. Yüzyıl Dünyasında Geleceği Olmayan Beyaz Yakalıların Rüyası

2. Standing, G. (2011a), The Precariat, The New Dangerous Class


bottom of page