top of page
Yazarın fotoğrafıIlgaz Fakıoğlu

Gazeteciliği kendi enkazından nasıl çıkarırız?

Depremle olan ilişkim meslekteki kişisel deneyimlerime fazlasıyla dayanıyor. Bu nedenle blog’umdaki bu yazının girişi biraz da kişisel bir yolculuğu anlatacak. Sektöre ilk girdiğimde toplum muhabirliği yapmam bilimsel konularda ve deprem odaklı çalışmalarda bulunmama vesile olmuştu. Prof. Dr. Cenk Yaltırak’ın ismini de ilk olarak bu süreçte duymuştum. Depremle ilgili kapsamlı bir iş yapma noktasındaki motivasyonum, Yaltırak’ın doğrudan oluşturduğu deprem senaryoları ve fay haritalarıyla ilgiliydi. İlk olarak kesişmemiz yıllar sonra 2021’in sonlarında gerçekleşti. Sputnik Türkiye’de kuruculuğunu üstlendiğim stüdyo projesinin ‘’Marmara Depremi’’ konulu belgeseli için bir aylık iletişim süreci sonucunda video’lu röportajımızı gerçekleştirdik. İlgili belgesel için o bir aylık süreçte birçok aktörle görüşmelerin ve çalışmanın sonucunda Kahramanmaraş merkezli depremlerde ortaya çıkan tabloyu İstanbul üzerinde yansıtılan öngörüler minvalinde deneyimlemiş olduk.


Yazıyı bu şekilde açmamın sebebini deprem ve kriz haberciliğinde sektörel olarak eksikliğini hissettiğimiz uzman gazeteciliği vurgulama noktası oluşturuyor.


Esas konumuza dönecek olursak; kriz haberciliği sürecinde Türkiye’deki gazeteciliğin geldiği noktayı anlatmakla işe başlayacağım.


Baştan söylemek isterim; gerçekleşen depremler sonrasında ortaya çıkan tabloyu bu yazıda gazetecilik sunumu ve teknik gazetecilik becerileri üzerinden inceleme eğilimi göstereceğim. Bu nedenle bu yazı; işin kriz haberciliği ve etik sorunları hakkındaki kısmını ayrıntılı şekilde incelemeyecek.


Var olan rutin ve kriz haberciliği


TV ve son dakika haberciliğinin etkileşim ve reyting temelli yayın stratejisinden kaynaklı olarak haberlerin çerçevelenme biçimi, görsel kullanımlardaki etik sorunlar ve enkaz başı muhabirliği bu süreçte sık sık gündeme geldi. Özellikle habere yansıtılan dramatik ton ve multimedya paylaşımlarındaki kurgu dinamikleri; afet haberciliği çerçevesinde dikkat edilmesi gereken hususları gölgeledi. Son dakika haberciliğinin hız ve baskı düzeni; çoklu teyit mekanizmalarından bağımsız şekilde yayın planına dâhil edilen haberlerin varlığına sebebiyet verdi. Üretimi zaman isteyen derleme, doğru ve gerekli modüler yapıyla desteklenmiş derin okuma sunan haberlerin üretimi çoğu medya kuruluşunda ikinci plana atıldı.


Bu süreç; gazeteciliğimizin üzerine yayın stratejisini inşa ettiği 'çürük temellerin' sadece gazeteciler tarafından değil, okuryazar kitle tarafından da gözlemlenebilmesine yol açtı. Birçok medya kuruluşunun kendi doğrulama mekanizmalarına sahip olmaması, haber odasındaki kopukluklar ve yayın yöneticilerinin var olan kurumsal stratejilerini devam ettirmesi; deprem sürecinde veriye dayanan, veriyi doğru şekilde sunabilen ve hikâyelerin doğru bilgiyle yapılandırıldığı nitelikli iş akışına imkân tanımadı.


Koordinasyonun önemi


Reuters’ın Malva Izquierdo imzalı raporunda da belirtildiği gibi esasında afet dönemlerinde koordinasyon ve stüdyo temelli hiyerarşik örgütlenmeler kriz haberciliğinde ayrı bir önem arz ediyor.


Örneğin; 2017 yılında Meksika'da meydana gelen 7.1 büyüklüğündeki depremde, sivil toplum kuruluşu temelli olan gazetecilik grubu Verificado19S’un çalışmaları bizim için bir yol gösterici olabilir. Sahada belirli bir koordinasyon dâhilinde belirli örgütlenmelere dağılan grup; güvenilir görgü tanıklarıyla verileri eşitleyen, teyit mekanizması kuran ve gönüllü teyitçi ağıyla çok kollu bir yapı oluşturdu. Öte yandan farklı ekip koordinasyonuyla da bir dijital harita oluşturmaya odaklandı.


Birçok farklı ekibin afet bölgesinde oluşturduğu haber koordinasyonu örneklerine baktığımızda; geçici sözleşmeye dayalı güvenilir gönüllü teyit ağları yaratmayı, görgü tanıklıklarıyla eldeki veriyi eşleştirmeyi ve haber oluşturmada veri gazeteciliğinin ürün bazlı yenilikçi sunumlarını gözlemleyebiliyoruz. Özellikle bu örneklerin çoğunluğunu ülkedeki kurumsal gazeteciliğin genelinde göremediğimizi belirtmem gerekecek.


Kendi ezberim: Longform


Longform gazetecilik kurguları uzun zamandır atölyelerde, katıldığım eğitimlerde ve çalıştığım kurumlarda öncelikli olarak belirttiğim bir iş kolu. Çünkü; longform hikâye yansıtabilen ürün/mecra bazlı gazetecilik uygulamaları, çağın yeni nesil gazetecilik anlayışına zemin veren ana unsur. Kriz haberciliğinin afet süreci ve sonrasında tek bir parçada tasarlanan ve ilgili konu hakkında derleyici ve bütünsel içerik sunabilen yönü, globaldeki örnekleriyle farklı bir boyuta taşınmış bulunuyor. Bu noktayı daha iyi anlamak için başarılı longform hikâyeleri yaratan ortak temellere bakmamız gerekecek. Genel bir rehber niteliğinde olması için bu unsurları ara başlıklarda toplamak isterim.


Bağlam


Krizleri haberleştirirken ortaya herhangi bir bağlam sunmadan yeni nesil sunumlardan yararlanmak, havada asılı duran bir gerçeklik yaratabiliyor. Krize neden olan olguları ve sonuçlarını bir bağlam içerisinde sunmak ve okuyucuya genel gerçekliği belirli bir perspektifte verebilmek, başarılı longform içeriklerin özünü oluşturuyor.


Tanıklık


Kriz haberciliğinde okuyucuya belli bir atmosferi sunmanın en önemli merkezlerden birini olayı belli bir öznel hikâyede sunma noktası oluşturuyor. Bir kriz sırasında ve sonrasında etkilenen insanların hikâyelerini, TV haberciliğinden bağımsız şekilde etik kodlara uygun bir haber ve multimedya tonunda sunmanın insanları geniş resmi görmesinde, yaşanılanlara dijital okuryazar olarak tanık olabilmesinde büyük payı mevcut.


Harita


Datawrapper, Mapbox, Felt gibi birçok uygulama; artık kullanımı ve yaratımı gayet basit, deprem haritalarında sıklıkla kullanılan ''Locator Map'' konseptine imkân veren özellikler taşıyor. Özellikle longform hikâyelerde haritaların sunulma biçimi de -scrollytelling entegrasyonlarıyla- hikâyenin medya etki analizini büyüten bir özellik sunuyor.


Kürasyon


Sahadan edilen multimedyalarla, doğru bir bağlam içererek birleştirilen mecra merkezli hikâyelerin gazetecilikte önemi büyük. Mecrada sunulan, dikey yapılı ve medya etki analizi verimli işlerin güncel bir örneğini medya ekosistemimiz son süreçte Financial Times’ın yarattığı semi-scrollytelling unsurlarla dolu kürasyon bazlı haberinde deneyimledi. Gazetecilikte hikâye anlatıcılığı tekniğiyle olan birleştirmenin önemi ve potansiyel gücü bir kez daha önümüzde duruyor. Türkiye’deki gazeteciliğin yeni nesil içerik sistemine sosyal medya platformlarına video, podcast üreterek geçemeyeceğini bu noktada her daim söylediğim gibi tekrar belirtmem gerekecek. Ülkenin yeni nesil medya pazarındaki en büyük eksikliği; hâlen içerik mimarisi düzgün bir gazetecilik mecrasının olmaması ve ürün ekibiyle entegre çalışan, longform içerik üretebilen 360 tipi üretici stüdyoların yokluğu oluşturuyor.


Fitili kim yakar?


Mevcut hiyerarşi modeli, maaş politikası, insan kaynağı ve yayın stratejisiyle yeni nesil gazetecilik temsiliyetinin ülkedeki kurumsal gazetecilik eliyle yaratılma ihtimaline pek şans vermiyorum. Bunun nedenlerini ayrıntılı bir şekilde anlattığım yazılara blog’umdaki diğer içerikler üzerinden de ulaşabilirsiniz. Burada benim eşik olarak gördüğüm süreç; bir yandan sponsorlu içeriklerle sürdürülebilir gelir modelini yaratabilen, bir yandan da doğru modüler gazetecilik yapılarıyla longform oluşumu sunabilen; hikâyesine yerleştirdiği multimedyaları sosyal medya platformlarına dağıtabilen 360 tipi ekip düzeninin sektörde yaygınlık kazanmasını kapsıyor. Burada kurumsal gazeteciliği bir kenara koyarsak; bu yapıların varlığı için artık ara akım medya gruplarının da çabası önem arz ediyor. Elbette bu sürecin de bir engeli olduğunu belirtmem lazım. Ben burada aşılması gereken engeli, ara akım medya yapılarının ürün geliştirme ekibiyle sağlayacağı stratejide ve ürün ekibini yönlendirebileceği alanlarda görüyorum. Çünkü gazeteciliğin proje yönetimindeki dijital gelişimi, bütünsel role uygunluğu ve proje yönetimindeki karar vericiliği Türkiye'de emekleme adımlarına bile geçiş yapamamış durumda bulunuyor.


Sevindirici bir gelişme


Bütün bir yazı boyunca genel hatlarıyla olumsuzluklardan bahsettim; fakat şimdi yazıyı kapatırken sevindirici bir gelişmeden bahsetmek istiyorum. Uzun zamandır platform değil ürün odaklı gazetecilikten, sunum zemini sağlayan mecra gazeteciliğinin öneminden, longform gazetecilik üreticiliğinin ve küratör tipi editörlüğün gelecekteki pozisyonundan bahsediyorum. Depremle birlikte globalde yansıtılan işlerin ülkemizdeki insanlarca da görünür hâle gelmesi kendi açımdan sevindirici bir gelişme oldu. Güçlü mecralar oluşturabilen, modüler içerik mimarisi bilen ve ürün ekipleriyle koordineli şekilde haberlerini yansıtabilen gazetecilik için umudum var. En azından kendi adıma konuşmak gerekirse, mecra tipi yeni nesil gazeteciliği ülkeye getirebilmek için elimden geleni yapacağımı söyleyebilirim.


Comments


bottom of page